Sürdürülebilirlik Akademisi tarafından bu yıl ikinci kez düzenlenen Yeni Plastik Ekonomisi Konferansı’nda özel sektörden kamuya, akademiden sivil toplum kuruluşlarına kadar değişimde kilit rol oynayan tüm paydaşlar döngüsel ekonomi vizyonu ile plastik için buluştu. 23 Şubat tarihinde çevrimiçi gerçekleştirilen Yeni Plastik Ekonomisi Konferansı'nda moderatörlüğünü PAGEV Başkanı Yavuz Eroğlu'nun yaptığı “Yeşil Mutabakat Çerçevesinde Geri Dönüşüm” oturumunda Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Çevre Yüksek Mühendisi Hülya Çakır ve SEPA Başkanı Hakan Özhuy konuşmacı olarak yer aldı.
Plastiğin ekonomik bir malzeme olmasının yanı sıra, şekilden şekle, renkten renge girip, çelikten daha sert ipekten daha yumuşak ürünler ile yaşamımıza kolaylıklar kattığını belirten Eroğlu, “Dünya’da en çok tüketilen, ekonomik anlamda en kolay ulaşılabilen malzeme plastiktir. Plastiğin, tüketicilerin ihtiyaçtan fazla ambalaj kullanımına bağlı olarak israfa edilmesi, geri dönüştürmek yerine tüketilen malzemenin doğaya atılması gibi bazı sorunlar olarak karşımıza çıktığını görüyoruz. Bu sorunların çözümü yeşil mutabakatta da özel bir vurguya haiz oldu. Bu çerçeveden baktığımızda geri dönüşüm konusu hem ekonomik hem de çevresel anlamda çok önemli bir konu. Ülkemiz için de çok önemli. Çünkü ülkemiz Dünya’da 6. büyük plastik üreticisi. Avrupa’ya baktığımızda Almanya’nın hemen ardından 2. en büyük plastik endüstrisine sahip bir ülke. Dolayısıyla ekonomi döngüsünde çok büyük bir katkısı var” dedi.
Eroğlu, yeşil dönüşümle birlikte plastiğin odak noktasının, gerekmedikçe kaynakları tüketmeden son noktada yeniden kullanımının önemli olduğunu ve tekrar kullanımı mümkün değilse geri dönüştürülmesi gerektiğini ifade etti. Sözlerine “yeşil mutabakat çerçevesinde dünyadaki önemli marka sahipleri toplumsal bakış açısıyla sosyal sorumluluk içerisinde ürünlerinin artık belli oranda geri dönüşmüş malzemeden olmasını zorunlu taahhütler haline getirdiler. Bunun sonucu olarak plastiğin kullanıldığı ambalajlarda, tekstil ürünlerinde, otomotivde, inşaat malzemelerinde geri dönüştürülmüş plastik hammadde kullanılması hem marka sahipleri hem de tüketiciler açısından birinci öncelik haline geldi. Geri dönüştürülmüş malzemeleri kullanabilmek için atık plastikleri kaliteli ve temiz bir şekilde toplamamız ve sonra da bu toplanan atıkları geri dönüştürmemiz gerekiyor. Geri dönüştürülmüş malzemelerin ürünlerin içinde kullanımı ile ilgili mevzuatımızın da çok net oluşması lazım. Türkiye’de gıda ile temas eden madde ve malzemelerle ilgili de geri dönüşüm malzemenin kullanımıyla alakalı mevzuatımızın belli kısımlarını yenilemeliyiz. Ürün üretiminde kullanılan geri dönüştürülmüş hammaddeyi güvenli bir şekilde sertifikalandırarak kamuoyuyla paylaşmalıyız” dedi.
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Çevre Yüksek Mühendisi Hülya Çakır, “AB Yeşil Mutabakatı 2019’da yayınlandı ve öncelikli alanları var. Bu öncelikli alanlardan birisini de plastikler oluşturuyor. AB Yeşil Mutabakatı çerçevesinde Ticaret Bakanlığı da bir eylem planı hazırladı. Bu plan 32 hedef 81 tane de eylemi içeriyor. Bu hedeflere baktığımızda bunlardan biri döngüsel ekonomi. Döngüsel ekonomi paketi 2015 yılında hazırlanmış ve 2018 yılında uygulamaya geçmiştir. 2020 yılına geldiğimizde de bir eylem planı hazırlandı. Bu eylem planı bir rehber niteliğinde” dedi.
Çakır, bir ürünün üretilirken tasarım aşamasında geri dönüştürülebilir olması, dayanıklı, tekrar kullanılabilir, modeli yükseltilebilir olmasının önemini vurguladı. 7 Şubat 2022 yılında Bakanlık olarak 3 yıl sürecek ve 4 bileşenden oluşan Türkiye’nin Döngüsel Ekonomi Potansiyelinin Değerlendirilmesi İçin Teknik Destek Projesi’ne imza atıklarını belirten Çakır, “1. bileşene baktığımızda mevcut durumun analiz edileceğini görüyoruz. 2. bileşene baktığımızda plastikle ilgili hususları da görüyoruz. Döngüsel ekonomi ve eylem planı hazırlanacak. Tek kullanımlık plastikler ve deniz çöpleri için bir yol haritası belirlenecek. Plastikler için yaşam döngü analizi yapılacak. 3. bileşene baktığımızda ağırlıklı olarak toplama sistemini görüyoruz. Kaynağında ayrı toplama ve farkındalık çalışmalarının yine arttırılması bu projedeki en önemli bileşenlerden biridir. 4. bileşen de tanıtım faaliyetleri. Bu kapsamda sektörle birlikte çalışmalar yapılacaktır. Sektöre bilgi vermek adına ziyaretler yapılacak, onların yaptığı uygulamalar bu projeye yön verecek. Kamu ve özel iş birliğinde yapılacak önemli bir proje” dedi.
SEPA (Sert Plastik Ambalaj Sanayicileri Derneği) Başkanı Hakan ÖZHUY, “Sert Plastik Ambalaj Sanayicileri olarak neler yapıldığına bakılırsa plastikten çok büyük oranlarda tek tip hammadde ile yani PE, PP, PET veya PS ile şişeler, kutular, ambalajlar üretmekteyiz. Bunun yanında plastik kasalar ve palet sistemlerimiz var. Türkiye’de 250’ye yakın firma yapıyor bu üretimi. Türkiye’de 1.3 milyon ton hammadde işliyoruz. Bunun tamamının tek tip hammaddeden olması son derece önemli. Farklı tip, esnek ambalajlarda ya da UHT sütlerde kullanılan ambalajlarda çok katlı ambalajlar var dolayısıyla bunların yeniden kazanımı çok daha zor” dedi. Herkesin istediği ikincil kullanımın sürdürülebilir olabilmesi için yeniden kullanımda harcanan su ve enerji sarfiyatına dikkat çeken Özhuy, “plastik hammaddeleri biz işlerken 1 kilogramında yaklaşık 1,4-1,6 kWh elektrik harcıyoruz. Bunun bu kadarını da geri dönüştürürken harcıyoruz. Bu sebeple daha tasarım aşamasında neler yapılır, üretirken daha çevreci nasıl olunur, yeniden kullanılabilir mi konusuna bakıyoruz. Türkiye’de toplam kullanılan plastiğin %42’si ambalajda kullanılıyor. Bu %42’ini de %25-30 kısmı sert plastik olarak bizim üretimlerimiz. Dolayısıyla biz burada geri dönüşüm firmaları ve markalarla çok daha aktif çalışmalar yapmamız lazım” diye belirtti.